OLGU SUNUMU / CASE REPORT
Doi:
10.5798/diclemedj.0921.2011.04.0053
Evlilikte töre etkisi sonucu
ikili ölüm
Dyadic death due to family custom in marriage
Cem Zeren, Esra Kiriktir, Muhammet Mustafa Arslan
Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp AD,
Hatay, Türkiye
Yazışma Adresi / Correspondence: Dr. Cem Zeren, Mustafa Kemal
Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp AD, Hatay, Türkiye
Epota: drotopsi@yahoo.com
Geliş Tarihi / Received: 28.03.2012, Kabul Tarihi / Accepted: 10.05.2012
ÖZET
Kaynaklarda ikili ölümlerde aile baskısının
etkinliğini ele alan çalışmalara rastlanmamıştır. Bu çalışmada, bir ikili ölüm
olgusu sunulurken evliliklerde törelerin etkinliğinin de tartışılması
amaçlanmıştır.
Olgularımız 27 yasında erkek ve 19 yasında kadındır.
Yasadıkları adresin dışında bir il merkezinde araç içinde ölü olarak
bulunmuşlardır. Erkek olgunun sağ temporal bölgesinde ateşli silah giriş ve sol
temporal bölgede ateşli silah çıkış yarası özellikleri, kadın olgunun ise sol
temporal bölgesinde ateşli silah giriş, sağ temporal bölgede ateşli silah çıkış
yarası özellikleri vardı. Otopsilerinde bitişik atış yarası özellikleri
gözlendi. Adli tahkikatından, olguların doğu bölgemizdeki bir ilimizin nüfusuna
kayıtlı oldukları, iki gün önce kadın olgu hakkında güvenlik birimlerine kayıp
bildiriminde bulunulduğu anlaşıldı. Erkek olgunun yanında bulunan not
defterinde “bir yıldır birbirlerini sevdikleri, ancak kızın ailesinin
evlenmelerine izin vermediği, bu nedenle intihara karar verdikleri” yazılıydı.
Ülkemizde insanların erişkin yaslarda dahi kendi
rızaları ile evlenemeyip baskı-korku nedeniyle ölümü tercih etmeleri, törelerin
yaptırım gücünü göstermektedir. Bu tür olgularda töre adına baskı uygulayan
kişilerin TCK 84. Maddesi kapsamında değerlendirilebilmesi konusunun
tartışılmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Anahtar kelimeler: İkili ölüm, cinayet-intihar,
töre baskısı
ABSTRACT
In
dyadic death, a there is a lack of studies addressing the effectiveness of the
family pressure through these deaths. In this study, the effectiveness of the
customs on the marriages is discussed with a related case of dyadic death.
A 27
years old male and a 19 years old female were found dead in a car out of a city
center away from hometown. In the external examination, there was an entrance
wound on the right temporal region and an exit wound on the left temporal
region of the man, and the contrary for the woman. Both of the exit wounds were
contact wound. Both of the deceased were originally from the east part of
Turkey and stated to be single; and the woman was reported to the security
units as missing two days before the incident. As the motivation of the
suicide, a note near to the man was explaining that the deceased couple loved
each other for one year yet the family of the women had not let them to get
married.
Being
an obstacle for the marriage even for adults and a cause of suicide because of
family pressure is indicative of strict application of the family customs, in
Turkey. The authors propose that issue of whether the 84. Article of the
Turkish Penal Code should be or not applied as a deterrent factor reducing
pressure of family customs.
Key words: Dyadic death, Homicide-suicide, family custom
GİRİŞ
İkili ölüm; bir kişinin
cinayet işledikten sonra intiharı ya da iki kişinin birlikte intiharı olarak
tanımlanır. Öldürme ardından özkıyım veya cinayet- intihar olarak da ifade
edilir. Çoğu cinayet- intihar olayında suçlu erkektir. Aile içi ilişkilerin
bozulması, eşler arasında huzursuzluk, kadının duygusal olarak erkeğe olumlu
yanıt vermemesi, aile ya da sosyal çevre tarafından onaylanmayan evlilik,
kişinin ekonomik durumunun bozulması ve itibar kaybı, psikolojik travmalar ve depresyon ikili ölüm nedenleri olarak
sayılmaktadır. Her yaş grubundaki insanlarda ikili ölüm görülebilmektedir. Genç
ve orta yaşlı insanlarda ikili ölümlerin sebebinin genellikle koruyucu-bağımlı
ilişkinin bozulması olduğu belirtilmektedir. Yaşlı insanlar ise sağlık
durumlarının kötü olması ve şiddetli ağrılara sahip olunması sebebiyle
birbirlerinin acısını dindirmek için bu yola başvurmaktadır. Toplumlara göre
değişmekle birlikte intihar-cinayet ölümlerinde yöntem olarak büyük çoğunlukla
ateşli silahlar tercih edildiği belirtilmektedir.1-4
İntihar-cinayetin görülme insidansı toplumlara göre değişmekle birlikte
genelde düşüktür. Bu tür ölümlerde saldırgan- mağdur arasındaki ilişki, aile
içi şiddet öyküsü, cinsiyet, saldırganın yaşı, boşanma veya dağılmış aile hikayesi, ateşli silah varlığı, akıl hastalığı (çoğunlukla
depresyon) ve madde kullanımı gibi önemli risk faktörleri gözlenmektedir.4-7
Bu çalışmada, evlenmelerine karşı çıkılması nedeni ile meydana geldiği
ifade edilen ikili ölüm (cinayet intihar) olgusu sunulurken, bu tür ölümlerde
törelerin etkisinin tartışılması amaçlandı.
OLGU SUNUMU
Biri 27 yasında erkek, diğeri
19 yasında kadın olan iki olgunun araç içerisinde ölü olarak bulunuyor.
İkisinin de ölü bulundukları ilden çok uzakta bulunan doğu bölgemizdeki başka
bir ilin nüfusuna kayıtlı ve bekâr oldukları tespit edildi. Erkek olgunun sağ
elinde tabanca mevcuttu. Dış muayenede erkek olgunun sağ temporal bölgesinde
ateşli silah mermi çekirdeği (ASMÇ) giriş yarası, sol temporal bölgesinde ASMÇ
çıkış yarası mevcut olduğu gözlendi. Vücudunun diğer bölgelerinde herhangi bir
travmatik lezyon görülmedi. Kadın olgunun muayenesinde, erkek olgunun tersine,
sol temporal bölgesinde ASMÇ giriş, sağ temporal bölgesinde ASMÇ çıkış yarası
olduğu görüldü. Vücudunun diğer bölgelerinde herhangi bir travmatik lezyon
olmadığı tespit edildi. Jinekolojik muayenesinde himen açıklığının
Araç içerisinden iki adet bos kovan ve iki adet mermi çekirdeği ile bir
adet not defteri elde edildi. Bu defterde ailelerinin evlenmelerine engel
olduklarına dair sitem dolu ifadeler yazılı bulunduğu görüldü.
Adli tahkikatta: yaklaşık bir yıldır birbirlerini sevdikleri, evlenmek
istedikleri, ancak kızın ailesinin evlenmelerini istemediği bilgisi vardı.
Ayrıca, ölü bulunmadan iki gün önce araç kiralayarak evden ayrıldıkları, kızın
ailesinin de kızlarının kaçırıldığına dair karakola bildirimde bulunduğu
anlaşıldı. Olay günü başka bir ilde bir karakolun karsısında sabaha karsı araç
içerisinde ölü olarak bulundukları belirtiliyordu. Tanık beyanında, aracın gece
geç saatlerde gelerek yol kenarına park ettiği, park lambalarının yanık
kaldığı, bir müddet sonra iki patlama sesi duyduğu, ancak ateşli silah sesi
olduğunu anlayamadığı, olguların sabah erken saatlerde yürüyüşe gelen
vatandaşlar tarafından fark edildikleri öğrenildi.
TARTIŞMA
Kaynaklarda cinayet-intihar
olaylarında büyük oranda cinayeti işleyen kişinin erkek olduğu ve daha sonra
intihar ettiği bildirilmiştir. Ülkeden ülkeye değişmekle birlikte bu ölümlerin
genç, orta ve ileri yaşlarda görülebildiği, farklı yöntemler kullanılmakla
birlikte sıklıkla ateşli silahların kullanıldığı belirtilmektedir. Çoğunlukla
eşini, kız arkadaşını, eski eş veya kız arkadaşını öldürdükten sonra intiharın
gerçekleştirildiği ifade edilmektedir.4,5,8,9,10
Logan çalışmasında 408 olgunun %91,4’ünün, Chan ise çalışmasında saldırganların
%75’inin erkek olduğunu saptamıştır. Kunz’un çalışmasında saldırganların
tamamının erkek olduğu bildirilmiştir. Salari 60 yaş olgular üzerinde yaptığı
bir çalışmada saldırganların %96’sının erkek olduğunu belirtmiştir.11-15
Ülkemizde yılları kapsayan seri bir çalışma bulunmadığı, farklı bölgelerden
olgu sunumları mevcut olduğu gözlenmektedir. Bu çalışmalarda olguların yaşları,
belirtilen neden ve kullanılan cinayet-intihar yönteminin olarak genelde literatür ile uyumlu oldukları görülmektedir.1,2,3,9,16
Ülkemizde yapılan diğer bir çalışmada ise aynı olayda farklı zamanlarda birden
fazla ve farklı yaşlarda kişilerin öldürülmesi, farklı yöntemlerin kullanılması
dikkat çekici bulunmuştur.2
Bu tür ölümlerde demografik özellikler ve kullanılan yöntemler kısmen
farklılık gösterse de benzer özellikler yaygındır. Ama nedenlere bakıldığında
etnik yapı, kültürel yapı ve coğrafik bölgelere göre farklılık gösterdiği
görülmektedir.17,18 Çalışmamızdaki cinayet-intihar eylemi, kadın
olgunun ailesinin evlenmelerine izin vermemesi nedeniyle gerçekleştirilmiştir.
Maddi veya aile içinde bir sorun bulunmamaktaydı. Ülkemizde de benzer nedenler
ile meydana gelen cinayet-intihar olgu sunumları olduğu görülmektedir.9,16
Özellikle son yıllarda namus veya töre cinayetlerine verilen önem nedeniyle
gerek yazılı gerekse görsel medyada sıklıkla bu tür ölüm haberleri ile karşılaşmaktayız.
Aşırı kıskançlık, sevgisine karşılık bulamama, terk edilme veya ailelerden
birinin veya her iki tarafın evliliğe karşı çıkması durumunda son çare olarak
cinayet-intihar ölümleri gerçekleşebilmektedir. Türk Dil Kurumu tarafından töre
“ Bir toplulukta benimsenmiş, yerleşmiş davranış ve yaşama biçimlerinin,
kuralların, görenek ve geleneklerin, ortaklaşa alışkanlıkların, tutulan
yolların bütünü, âdet” ya da “Bir toplumdaki ahlaki davranış biçimleri, adap”
şeklinde tanımlanmaktadır. Aileyi ve toplum geleneklerini muhafaza etme adına
önem verilen törenin olumsuz bir getirisi ne yazık ki insan hayatına mal olan
töre cinayetlerine neden olabilmesidir.
Ülkemizde 2000-2005 yılları arasında meydana gelen 1091 töre ve namus
cinayetinde olaya karışan kişilerin doğum yerlerine göre dağılımı
incelendiğinde %24 oranında Güneydoğu, %21 oranında Doğu Anadolu Bölgesi’nden
oldukları gözlenmiştir.17 Güney ve doğu bölgelerimizde aile fertleri
birbirine bağlı ve aile içerisinde büyüklerin hâkimiyeti önemli olduğu
kanısındayız. Bu ailelerde, kendi başlarına evlenmeye karar veren gençlerin
davranışları törelerine karşı bir saygısızlık ve hakaret olarak kabul
edilmekte, gençler bazı manevi değerler kullanılarak ya da evlatlıktan
reddedilme, öldürülme şeklindeki tehditler ile korkutulmaktadır. Diğer yandan
ebeveynlerinin iznini almadan evlenmeleri halinde gençler, ailelerini kaybetme
korkusu ve yoğun suçluluk duygusu yaşama riskiyle karşı karşıya kalmaktadır.
Toplumun yanlış tutum ve davranışlardan uzaklaştırılması ve bu konularda
bilinçlendirilmesi adına yetkili kurumların üzerine düşen sorumlulukları yerine
getirip getirmediğinin tartışılması gerekir. Bu konuda yapılan bir çalışmada;
öğrenciler ve velilerin bu tür yayınların medyada yer almasını doğru
bulmadıkları, ayrıca velilerin, çocuklarına töre ve namus cinayetleri ile
ilgili yayınları izletmek istemedikleri gözlenmiştir. Gerek veliler, gerekse
öğrenciler töre ve namus konulu yayınları açısından medyayı, olumsuz örnek
teşkil edici olarak değerlendirdiklerini, tarafsız ve gerçekçi bulmadıklarını
ifade etmişlerdir.17
Bu tür haberler medyada yer alırken haberin dramatize edilerek ölümün son
çare olarak sunulmaması gerektiği kanaatindeyiz. Meydana gelen sonuç
magazinleştirilerek verilmemeli, aksine nedenleri ve çözüm yolları ile ilgili
programlar yapılmalıdır. Çocukların etkilenebilecekleri düşünülerek bu tür
haberler ve yayınlar süzgeçten geçirilerek verilmelidir.
Diğer yönden hukukun bu tür ölümlere bakış açısının tartışılması
gerektiğini vurgulamak istiyoruz. On sekiz yaşını doldurmuş, yasal olarak
kişilik hak ve özgürlüklerini elde etmiş bireylerin aileleri tarafından baskı
altına alınmaları ve bu baskı sonucunda çaresiz kalarak ölümü tercih etmeleri
durumunda, baskıyı kuran ve mağdurları çaresiz bırakan, çözümü ölümde bulmaya
iten kişi/kişilerin, bu süreçte hukuken sorumluluğunun bulunduğu
düşüncesindeyiz. Çünkü Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 84. Maddesinin birinci
fıkrasında “başkasını intihara azmettiren, teşvik eden, başkasının intihar
kararını kuvvetlendiren ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım
eden bir kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır”
denilmektedir. Bir önlem olarak kanunda geçen “teşvik” ve “intihar kararını
kuvvetlendiren” kısımları, baskı uygulayan ve evlenmelerine izin vermeyen aile
bireylerine uygulanabilir mi? Uygulanabilmesi halinde evlenecek bireyler
üzerinde oluşturulan baskının kaldırılmasına bağlı olarak bu tür ölümlerin
oranında önemli azalma sağlanacağı kanısındayız.
Sonuç olarak, yakınlarının evlenmelerine izin vermeyen ve bu konuda baskı
uygulayan kişi/kişilerin davranışının TCK 84. Maddesinin birinci fıkrası
kapsamında değerlendirilmesi konusunun tartışılmasının uygun olacağı
kanaatindeyiz.
KAYNAKLAR
1. Fincancı ŞK, Çetin G, Yavuz
F. Çift ölüm bir olgu bildirisi. Adli Tıp Dergisi 1992; 8 (3-4): 99-02.
2. Hancı İH, Ege B, Ertürk S,
Yemişçigil A, Karali H. İkili Ölüm: Bir olgu bildirisi. Adli Tıp Dergisi 1991;
7(1-2): 75-7.
3. Cantürk N, Cantürk G,
Odabaşı AB, İşbaşar T. Yüksekten Düşme: İkili Ölüm Olgu Sunumu. Adli Tıp
Dergisi 2008; 22 (1): 36-0.
4.
Eliason S. Murder-Suicide: A Review of the Recent Literature. J Am Acad
Psychiatry Law. 2009;37 (3): 371-6.
5.
Lecomte D, Fornes P. Homicide followed by suicide: Paris and its suburbs,
1991-1996. J Forensic Sci. 1998;43(4):760-4.
6.
Hannah SG, Turf EE, Fierro MF: Murder-suicide in
central Virginia: a descriptive epidemiologic study and empiric validation of
the Hanzlick-Koponen typology. Am J Forensic Med Pathol 1998;19(3):275-83.
7.
Hanzlick R, Koponen M: Murder-suicide in Fulton County Georgia 1988-1991:
comparison with a recent report and proposed typology. Am J Forensic Med Pathol
1994;15(2):168-73.
8.
Comstock RD, Mallonee SRN, Kruger E, Rayno K, Vance A, Jordan F. Epidemiology
of Homicide-Suicide events Oclohoma, 1994-2001. Am J Forensic
Med Pathol. 2005; 26(3): 229-35.
9. Muharrem T, Canoğulları G,
Balcı Y. İkili Ölüm: Eskişehir’den İki Olgu Bildirisi. Turkiye Klinikleri
Journal of Forensic Medicine 2004;1(2): 80-3.
10. Bossarte RM, Simon TR, Barker L.
Characteristics of homicide followed by suicide incidents in multiple states,
2003-04.
Injury Prevention 2006;12(Suppl II):ii33-ii38. doi: 10.1136/ip.2006.012807.
11.
Logan J, Hill HA, Black ML, Crosby AE, Karch DL, Barnes JD, Lubell KM.
Characteristics of Perpetrators in Homicide-Followed-by-Suicide Incidents:
National Violent Death Reporting System-17 US States, 2003-2005. Am J Epidemiol. 2008;168(9):1056-64.
12.
Chan CY, Beh SL, Broadhurst RG. Homicide/suicide in Hong
Kong, 1989-1998. Forensic Sci Int. 2003;137(2-3):
165-71.
13.
Kunz J, Bolechała F, Kaliszczak P. Medicolegal problems of "dyadic
death”. Arch Med Sadowej Kryminol 2002;52(3):163-76.
14.
Sonia Salari. Patterns of intimate partner homicide suicide in later life:
Strategies for prevention. Clin Inter Aging 2007:2(3) 441-52.
15.
Roberts K, Wassenaar D, Canetto SS, Pillay A. Homicide-suicide in Durban, South
Africa. J Interpers Violence 2010;25(5):877-99.
16. Büyük Y, Üzün İ, Özer E.
Çift Ölüm: Olgu Sunumu. Adli Tıp Dergisi 2004; 18(1): 20-3.
17. Medyada Töre Ve Namus
Cinayetlerinin Yansımaları, Veliler Ve Öğrenciler Üzerindeki Etkileri. T.C.
Millî Eğitim Bakanlığı Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığı.
ISBN: 978-975-11-3082-2.
18.
Dogan KH, Demirci Ş, Gunaydin G, Buken B. Homicide-Suicide in Konya, Turkey Between 2000 and 2007. J Forensic Sci. 2010;55(1):24-8.