ÖZGÜN ARAŞTIRMA / ORIGINAL
ARTICLE
Doi: 10.5798/diclemedj.0921.2011.04.0053
Diafragmanın travmatik
yaralanmaları
Traumatic injuries of the diaphragm
Abidin Şehitoğulları1, Fuat Sayir1, Ali Kahraman1,
Reşit Öncü2, Lokman Soyoral3
1 SB Yüzüncü Yıl Ün. Tıp Fakültesi, Bölge Eğitim ve
Araştırma Hastanesi, Göğüs Cerrahisi, Van, Türkiye
2 SB Yüzüncü Yıl Ün. Tıp
Fakültesi, Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Acil Bölümü, Van-Türkiye
3 SB Yüzüncü Yıl Ün., Tıp Fakültesi, Bölge Eğit.ve Araş.
Hastanesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon, Van,
Türkiye
Yazışma Adresi / Correspondence: Dr. Abidin Şehitoğullari, SB Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Bölge
Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Göğüs Cerrahisi, Van, Türkiye
Email: abidin_sehitoglu@yahoo.com
Geliş Tarihi / Received: 12.03.2012, Kabul Tarihi
/ Accepted: 20.04.2012
ÖZET
Amaç: Bu çalışmada travmatik diafragma yaralanması olan hastaların özellikleri ve bu
hastalarda uygulanan tanı ve tedavi yaklaşımları ve elde edilen sonuçlar
değerlendirildi.
Gereç ve yöntemler: 2002-2012 tarihleri arasında,
iki eğitim hastanesi’nin Göğüs Cerrahisi
kliniklerinde, 19 künt ve penetran
diafragma yaralanmalı hasta tedavi edildi. Hastalar retrospektif olarak değerlendirildi.
Bulgular: Travma sebebi 8 hastada trafik kazası, 3
hastada yüksekten düşme, 2 hastada depreme bağlı enkaz altında kalma ve 6
hastada kesici delici alet yaralanması (KDAY) idi. Onyedi
hasta akut dönemde, 2 hasta kronik dönemde (biri 11 aylık, diğeri 18 aylık travma hikayesi mevcuttu) görüldü. En sık rastlanan şikayetler ve fizik muayene bulguları; dispne,
göğüs ağrısı, abdominal distansiyon
ve etkilenmiş hemitoraksda solunum seslerinin
alınamamasıydı. Akciğer grafisinde ise, en sık diafragma gölgesinin kaybolması, diafragmanın
elevasyonu ve toraksa visseral
organ herniasyonu bulgularıyla karşılaşıldı. Tüm
hastalar operasyona alındılar. Onüç olguda sol, 6
olguda sağ diafragma rüptürü
saptandı. Ondört olguda toraksa herniasyon
vardı, bir olguda strangülasyon tespit edildi. On
dört olguda diafragma yaralanmasına; intraabdominal organ yaralanmaları, akciğer yaralanmaları
ve diğer sistem yaralanmaları da eşlik ediyordu. Bir olguda kalp yaralanması ve
dört olguda ise, izole diafragma rüptürü
saptandı. Künt ve keskin diafragma
yaralanmasına en sık eşlik eden organ mide idi. Tüm olgularda, diafragma nonabsorbable sütürlerle iki kat üzerinden tamir edildi. Mortalite oranımız eşlik eden travmalara bağlı olarak %5.6 idi.
Sonuç: Künt ve penetran
diafragma yaralanmalarında prognoz,
eşlik eden yaralanmaların ciddiyeti ve geç başvurudan doğabilecek problemlere
bağlıdır.
Anahtar kelimeler: Diafragma
yaralanmaları, tanı, tedavi, sonuç
ABSTRACT
Objectives: In this study, patient characteristics,
diagnosis and treatment of patients with traumatic injury of the diaphragm, and
the outcomes were evaluated.
Materials and methods: Between 2002 and 2012, 19 patients were treated
for blunt and penetrating diaphragmatic injury at the Thoracic Surgery Clinics
of two teaching hospitals. The patients were evaluated retrospectively.
Results: The etiology of trauma was traffic accidents in
8 cases, falls from height in three, earthquake-related wounds in two, and stab
wounds in six cases (SW). The most frequent complaints and physical findings
were dyspnea, chest pain, abdominal distension and the absence of respiratory
sounds. The most frequently encountered finding from the chest radiography was
disappearance of diaphragmatic shadow, elevation of the diaphragm, and visceral
herniation to the thorax. All patients underwent surgery. A left diaphragmatic
rupture was diagnosed in 13, and a right diaphragmatic rupture in 6 patients.
Fourteen patients had visceral herniation without strangulation. In fourteen
patients, the diaphragmatic injury was accompanied by intra-abdominal organ
injuries, lung injuries and the other system injuries. In one case, cardiac
injury, and in four cases, an isolated diaphragmatic rupture was diagnosed. The
most commonly associated organ in diaphragmatic injury was the stomach. In all
cases, the diaphragm was repaired by two layers of non-absorbable sutures. The
mortality was approximately 5.6%, depending on associated injuries.
Conclusion: The prognosis of the blunt and sharp
diaphragmatic injuries depends on the severity of the concomitant injuries, and
on the problems that may arise due to delays.
Key words: Diaphragmatic injuries, diagnosis, treatment,
outcome
GİRİŞ
Diafragma rüptürleri, toraks ve abdomenin hem künt hem
de penetran travmaları
sonucunda ortaya çıkabilir. Rüptür gelişim oranı
genellikle %1-5 arasında değişmektedir. Diafragma
yaralanmaları sıklıkla çoğul organ yaralanmaları ile birliktedir.1 Travmatik diafragma rüptürleri tek başına nadiren ölüme sebep olur, fakat eğer
tanıda yanılma olup gecikirse gastrointestinal herniasyonlar ciddi komplikasyonlara
ve ölüme sebep olabilir.2 Künt ve penetran travmalardan sonra diafragma
rüptürü en sık solda görülür.2,3 Operasyon
gerektirmeyen torakoabdominal travmalı olguların
%12-60’ında, akut dönemde tanı konulamamakta ve latent
dönemde veya strangülasyon döneminde diafragma rüptürü saptanmaktadır.4
En yaygın hernie olan organlar, mide ve kolondur.
Birlikte yaralanan organlar dalak, karaciğer ve diğer içi boş organlardır.5,6
Kesici delici alet yaralanmaları, ateşli silah yaralanması ve motorlu taşıt
kazaları artmakta, bu nedenle diafragma rüptürleri de artmaktadır. Bu vakalardaki klinik
yaklaşımımızı, tedavi yöntemlerini, ve on yıllık
deneyimimizi sunuyoruz.
GEREÇ VE YÖNTEM
Kliniğimizde Mayıs-2002 ile
Şubat- 2012 tarihleri arasında künt ve penetran travma sonucu diafragma rüptürü nedeniyle
tedavi edilen 19 hasta retrospektif olarak incelendi. Travmatik
diafragma yaralanmalarının (TDY) ön tanısı fizik
muayene ve radyolojik tetkiklerle konuldu. Tanı konulan hastaların 8’i bayan ve
11’i erkek olup yaşları 6 ile 69 arasında (yaş ortalaması 43.2) idi. Hemodinamik olarak stabil olmayan
hastalara (Hipotansiyon, saatde 1200 ml’den fazla
kanama, taşikardi) torakotomi ve/veya laparatomi yapılarak hızlı bir şekilde resusitasyon
uygulandı. Kanamalar kontrol altına alındı. Rüptür
bölgesinden toraksa herniye olan organlar batına
yerleştirildi. İlave organ yaralanmaları onarıldı. Hemotoraksı
olan hastalarda ilk anda tüp torakostomi uygulandı.
Kanaması fazla olan hastalara torakotomiye ilaveten intraabdominal yaralanma saptananlara laparatomi
de yapıldı. Herniye organlar batına itildikten sonra;
diafragmayı onarım için nonabsorbabl
sütürler, greft gereken olgularada nonabsorbabl polipropilen greftler kullanıldı.
Hastalar yaş ve cinsiyet, yaralanma nedeni, klinik bulguları, tanı
yöntemleri, cerrahi yaklaşım ve cerrahi onarım şekli, göğüs boşluğuna herniye olan organlar, ilave organ yaralanmaları, morbidite ve mortalite yönünden
değerlendirildi.
BULGULAR
Künt ve penetran yaralanmaya
bağlı 19 hastada diafragma rüptürü
tespit edildi. Tanı; posterior-anterior (PA) akciğer grafisi, toraks bilgisayarlı tomografisi (BT) ve intraoperatif
olarak kondu. Travmatik diyafragma
yaralanması; 8 (%42.1) hastada trafik kazası, 6
(%32.5) hastada KDAY, 3 (%15.7) hastada düşme (resim 1) ve 2 (%10.5) hastada
deprem nedeniyle enkaz altında kalma (Resim 2) sonucu meydana geldi. Diğer organlardan
TDY’ne en sık eşlik eden yaralanma; 4 (%21.0) olguda akciğer yaralanması, , 3 (%15.7) olguda kot fraktürü, 2 (%10.5) olguda extremite
fraktürleri, 2 (%10.5) olguda karaciğer yaralanması,
2 (%10.5) olguda dalak yaralanması, 1 (%5.2) olguda kafa travması ve 1 (%5.2)
olguda da kalp yaralanması idi (Tablo 1).
Tablo 1. TDR’ne
eşlik eden organ yaralanmaları
Yaralanmaya eşlik eden organlar |
n |
% |
Akciğer |
4 |
21.0 |
Kosta fraktürü |
3 |
15.7 |
Karaciğer |
2 |
10.5 |
Dalak |
2 |
10.5 |
Extremite fraktürü |
2 |
10.5 |
Kafa travması |
1 |
5.2 |
Kalp yaralanması |
1 |
5.2 |
Tablo 2. Hastalarda PA Akciğer grafisinde tespit edilen radyolojik bulgular
Radyolojik bulgular |
n |
% |
Diafragma kontürünün
bozulması |
12 |
63.1 |
Plevral aralıkta barsak gazlarına
ait gölgeler |
8 |
42.1 |
Pnömotoraks |
5 |
26.3 |
Hemotoraks |
5 |
26.3 |
Diafragma yükselmesi |
3 |
15.7 |
Resim 1. Düşme nedeniyle diafragma rüptürü gelişen
hastanın PA akciğer grafisi
Resim 2. Depremde enkaz altından
çıkarılan hastadaki diafragma rüptürünün
intraoperatif görüntüsü.
Travmatik diafragma
rüptürü solda 13 (%68.4),
sağda 6 (%31.5) olguda tespit edildi. Akut dönemde 8 (%42.1)
hastaya tüp torakostomi uygulandı. Dren uygulandıktan
hemen sonra 1200 ml veya daha fazla kanaması olan 5 hasta hemen operasyona
alındı. Bunlardan KDAY nedeniyle gelen bir hastada kalp yaralanması tespit
edildi ve miyokard primer sütür ile onarıldıktan sonra diafragma
onarıldı. İki hastada multipl kot fraktürü,
interkostal arter yaralanması ve iki hastada da
karaciğer ve dalak yaralanması mevcuttu. Travma hikayesi
olup geç dönemde gelen diafragma rüptürlü
60 yaş üstü iki hastada diafragmaya polipropilen greft kullanıldı.
Diğer tüm olgularda diafragma rüptürü;
erişkin hastalarda 0 numara nonabsorbabl polipropilen, çocuk hastalarda ise 2-0 nonabsorbabl
polipropilen sütür
kullanılarak primer tamir edildi. Rüptür
sonucu en çok toraksa herniye olan organ mide idi.
İki hastada eşlik eden dalak yaralanmasıda olduğu
için splenektomi yapıldı. Ondokuz
hastanın 14 (%73.6)’ünde diafragma
rüptürü tanısı radyolojik tetkiklerle konuldu,
diğerlerinde (%26.3) radyolojik olarak şüphelenilmesi (diafragma
evantrasyonu, diafragma
sınırında düzensizlik) (Tablo 2) ve kanamadan dolayı yapılan torakotomi sonrası rüptür tespit
edildi. En sık semptomları; nefes darlığı (%66.2),
göğüs ağrısı (%52.6) ve karın ağrısı (%35.3) idi. Diagnostik
peritoneal lavaj 4 hastada yapıldı, üçünde (%75)
pozitif sonuç alındı. Diğer (%25) hastada radyolojik olarak şüphelenme ile torakotomide rüptür tespit
edildi. Toplamda; 14 hastaya sadece torakotomi, 3
hastaya laparatomi yapılırken, diğer 2 hastaya torakotomiye ilaveten laparatomi
yapıldı.
Ameliyat sonrası dönemde; iki hastada atelektazi
gelişti. Bu hastalar; bronkoskopi ile sekresyonları aspire edilip,
genel anestezi altında entübe edilerek ve hiperventilasyon uygulanarak tedavi edildi. Hastaların
ortalama hastanede kalış süresi 8 gün (5-24gün) idi. Hastalardan sadece bir’i (%5.2) kafa travmasına bağlı
olarak öldü. Diğerlerinin takiplerinde klinik ve radyolojik olarak patolojik
bulgu saptanmadı.
TARTIŞMA
Künt ve penetran travmaların çoğunluğu torakoabdominal
bölgeyi ilgilendirir. Travmaya bağlı ölümlerin yaklaşık yarısından göğüs
travmalarının dolaylı veya dolaysız olarak sorumlu olduğu bildirilmiştir.7
Torakotomi gerektiren torakoabdominal
yaralanmaların %3-8’inde künt travma
saptanır.8 Künt diafragma
yaralanmalarına sebep olan diğer sebepler; yüksekten düşmeler ve endüstriel kazalardır. Bu hastaların yaş ortalaması 15-35
arasında olup %75-90’i erkektir.9 Yine TDY’nin
%25’i ise penetran yaralanmalar sonucu oluşmaktadır.10
Çalışmamızda tüm diafragma yaralanmalarının %68’i künt, %32’i KDAY’na bağlı idi. En
sık sebep trafik kazası (%42) idi. Hastalarımızın %42’si bayan ve %58’i erkek
olup yaşları 6 ile 69 arasında (yaş ortalaması 43.2)
değişmekte idi.
Travmatik diafragma
yaralanmaları sol diafragmada sağ diafragmaya
göre 10 kat daha fazla görülmektedir.11 Rüptürlerin
solda daha çok olmasının nedeni diafragmanın sol medial posterolateral tendinomüsküler alanının embriyolojik gelişmede, diafragmanın en zayıf bölgesi olmasıdır. Sağ diafragma konjenital olarak daha
güçlüdür ve karaciğerin tamponlayıcı etkisi nedeniyle
travmalarda daha az yaralanmaktadır.11 Klinik serilerde künt travma sonrası sol taraf diafragma rüptürleri daha yüksek
oranda bildirildiği halde, otopsi serilerinde sağ ve sol taraf rüptürlerinin eşit oranda görüldüğü saptanmıştır.12
Bunun nedeni sağ diafragma rüptürlerinin
genellikle major travmalar ile birlikte olması
dolayısıyla mortalitesinin yüksekliğinden
kaynaklanmaktadır.12 Olgularımızda da literatürle uyumlu olarak
solda travmatik diafragma rüptürü daha fazla izlendi (solda %68, sağda %32).
Diafragma abdominal
ve torasik kaviteleri
ayıran, anatomik lokalizasyonu ve dinamik fonksiyonu nedeniyle çok nadir tek
başına yaralanabilen bir organdır. İzole TDY'ları
nadir olup genellikle ciddi multisistem yaralanmaları
tabloya eşlik etmektedir.13 Minör travma
sonrası oluşan TDY'ları daha da nadirdir ve
genellikle tekil olgular şeklinde rapor edilmişlerdir.14,15 Künt diafragma yaralanması
bulunan olguların %80-100’ünde ek bir extraabdominal
organ yaralanması, %50-80’inde ise intraabdominal
organ yaralanması saptanır.9,16 Bu tür travmalarda diafragma yaralanmasına en çok intrakranial
hematomlar (%25-55), pelvis
fraktürleri (%15-55), extremite
fraktürleri (%45-85), kosta
fraktürleri (%25-90), dalak (%25-60), karaciğer
(%10-15) eşlik eder.8,9 Sunulan olgularımızda da özellikle künt travmalarda sıklıkla extremite
yaralanmaları eşlik etmekte iken, KDAY’ da ise sırasıyla akciğer %21, karaciğer
%10.5, dalak %10.5 ve kalp %5,2 yaralanmaya eşlik etmekte idi.
İzole TDR'lerinde tablo asemptomatik
olduğu için bu olguların kesin tanısında güçlükler yaşanır. Bu tür
yaralanmaların %12-69'unda preoperatif dönemde tanı
konamamaktadır.4 Bununla birlikte PA akciğer grafisi,
TDY'larına bağlı herniasyonların
tanısında en duyarlı ve en geçerli yöntem olarak kabul edilmektedir.
Tekrarlayan radyolojik tetkiklerle tanı koyma oranı yükseltilebilir.10
Bir çok seride ilk radyolojik tetkiklerde %30-50
arasında normal bulgular alındığı belirtilerek tekrarlanan radyolojik
tetkiklerin önemi vurgulanmaktadır.17,18 PA akciğer grafisindeki radyolojik bulgular arasında; diafragma bütünlüğünün bozulması, barsak haustralarının ve gaz gölgelerinin toraks
içinde görülmesi, diafragmanın normal anatomik
pozisyonundan yüksekte izlenmesi, mediastinal kayma, atelektazi, akciğerde kitle görünümü, plevral
effüzyon, pnömotoraks ve hidropnömotoraks yer alır. Travmatik
diyafragma yaralanmalarının tanısında abdominal USG, floroskopi, torako-abdominal CT, MR, dalak ve karaciğer sintigrafileri,
torakoskopi ve laparoskopi
gibi incelemeler gerektiğinde başvurulacak diğer tanı yöntemleri olmalıdır.18,19
Travmatik diafragma
yaralanmalarının tanı ve tedavisinde VATS (Video-Assisted
Thoracic Surgery) hemodinamisi stabil olan
hastalarda güvenilir bir yöntem olarak artan sıklıkta kullanılmaktadır.20,21
Diafragmanın rüptüre olduğu
travmalarda tanının gecikmesi mortalite ve morbiditede artmaya neden olmaktadır. Çekilecek PA akciğer grafisi tanıyı tam koymasa bile tanıya giden yolda bir indikatör olacaktır. Hemodinamik
olarak stabil olan hastalarda tanı; en güvenilir
biçimde toraks bilgisayarlı tomografisinin
incelenmesi sırasında nazogastrik kateterden
verilecek radyopak maddenin dağılımının intratorasik olması ile konur.19,21 Diafragma rüptürlerinde mortalite ve morbiditeye asıl
olarak tanıdaki gecikme neden olmaktadır. Penetran travma etyolojili olgularda tanı
atlanması ve gecikmeye daha sık rastlanır. Bir çok
vakaya inkarserasyon ve strangulasyon
nedeniyle yapılan operasyonlarda tanı konmaktadır. Şu da unutulmamalıdır ki;
akut safhada tabloya hakim olabilecek şok, organ
yaralanmaları, solunum yetmezliği ve koma tanıyı güçleştirmekte ve gecikmesine
neden olmaktadır.19,22 Tanı konulamayan diafragma
rüptürü olgularında semptomlar, haftalar, aylar ve
hatta yıllar sonra bile ortaya çıkabilir.23 Çalışmamızda PA akciğer grafisi tüm hastalarda çektirildi ve %60’da TDY’dan şüphelenildi. Hemotorakslı
bir hastada PA akciğer grafisi ve toraks
BT ile tanı konulamadı; bu vakaya torakoskopi ile
tanı konulabildi. Ancak yinede en sık tanı koydurucu metod BT olarak saptandı (%80). Travma hikayesi
olup geç dönemde gelen bir vakaya toraks ve Batın BT
ile tanı konuldu. Diğerinde strangülasyon mevcut olup
intraoperatif TDY tanısı kondu.
Diafragmatik defektden
en sık mide, ince barsak ve kolon, nadiren de karaciğer ve dalak fıtıklaşır.24,25
Bizim serimizde mide ve kolon birlikte en sık olarak toraksa hernie olmuşlardır.
Tedavide; travmanın şekli, lokalizasyonu ve oluş
zamanı cerrahi yaklaşımı belirler. Diafragma
yaralanmasında en uygun cerrahi yaklaşım laparatomidir.
Ancak geç tanılı diafragma yaralanmasında herniye organların batın içine redüksiyonunu kolaylaştırmak
amacıyla torakotomi yapılmalıdır.22,25,26
Birlikte bulunabilen göğüs yaralanması durumunda da yine torakotomi
tercih edilmelidir.
Literatürde mortalite oranı %1-28 olarak
verilmektedir.10 Akut dönemde multipl travmaya bağlı diğer organ yaralanmaları, tanıda gecikilen
olgularda ise pulmoner komplikasyonlar ölümlerin
nedenleridir. Simpson ve ark.’nın
24 480 olguluk serilerinde mortalite oranını %12.5 olarak
saptamışlardır. Bizim serimizde ise mortalite oranı
%5,2 olarak saptandı.
Sonuç olarak; tüm torakoabdominal travmalı hastalarda diafragma rüptüründen şüphelenilmelidir. İlk akciğer grafisinin normal olabileceği unutulmamalıdır. Rüptür şüphesi olan olgularda tüp torakostomi
öncesi, mutlaka toraks BT ile değerlendirme
yapılmalıdır. Laparoskopi ve torakoskopi
tanıda altın standart olup, tedavi tüm olgularda cerrahidir. Mümkün olan en
kısa zamanda müdahale etmek mortalite ve morbiditeyi azaltır.
KAYNAKLAR
1. Eren S. Diafragma
Yaralanmaları. Turkiye Klinikleri J Surg Med Sci
2007, 3(47):38-42
2. Adegboye VO, Ladipo JK, Adebo OA, Brimmo AI. Diaphragmatic injuries. Afr J Med Med Sci 2002;31
(2):149-53.
3. Meyers
BF, McCabe CJ. Traumatic diaphragmatic hernia. Occult
marker of serious injury. Ann Surg 1993;218 (1):783-90.
4. Guth AA, Pachter HL, Kim U.
Pitfalls in the diagnoses of blunt diaphragmatic injury. Am J Surg 1995;170(3):5-9.
5. Panagiotis NS. Diaphragmatic injuries.
In: Shields TW, editor. General thoracic surgery. 6th
ed. Philadelphia: Lippincott Williams & Wilkins; 2005. p. 1006-14.
6. Çobanoğlu U, Kara V, Yalçınkaya İ
ve ark. Traumatic diaphragmatic ruptures: diagnostic
and therapeutic approaches. Türk Göğüs
Kalp Damar Cerrahisi Dergisi 2012; 20 (1):
85-93.
7. Yüksel M, Kalaycı G (eds). Diyafragma Yralanmaları. Göğüs Cerrahisi. İstanbul: Bilmedya Grup, 2001:747-71.
8. Polat KY, Akçay MN, Çapan Y
ve ark. Akut Diafragma Yaralanmaları. Ulusal Travma
Dergisi 1995;(1):59-62.
9. Akgün Y, Aban N, Taçyıldız İ, Keleş C, Blunt Diaphragmatic Injuries. Ulusal
Travma Dergisi 1996;12(2):15-21.
10.
Shah R, Sabanathan S, Mearns
AJ, Choudhury AK. Traumatic Rupture
of Diaphragm. Ann Thorac Surg
1995;60(3):1444-9.
11.
Boulanger BR, Milzman DP, Rosati
C, et al. A comparison of right and left blunt traumatic
diaphragmatic rupture. J Trauma 1993;35(1):
255-60.
12. Guth AA, Pachter HL, Kim U.
Pitfalls in the diagnosis of blunt diaphragmatic injury. Am J Surg 1995; 170(1): 5-9.
13.
Chen JC, Wilson SE. Diaphragmatic injuries: recognition and management in
sixty-two patients. Am Surg1991;57(12): 810-5.
14. Goh BKP, Wong ASY, Tay KH, et al.
Delayed presentation of a patient with a ruptured diaphragm complicated by
gastric incarceration and perforation after apparently minor blunt trauma. Can
J Emerg Med 2004; 6(4):277-80.
15. Sirbu H, Busch T, Spillner
J, et al. Late bilateral diaphragmatic rupture: challenging diagnostic and
surgical repair. Hernia 2005; 9(1): 90-2.
16.
Lee WC,Chen PC, Fang JF, et
al. Rupture of the diaphragm after blunt trauma. Eur
J Surg 1994;160(1): 479-83.
17. Demirel M, İşgör A, Uludağ A. Travmatik Diafragma Rüptürleri. Ulusal
Travma Dergisi 1995; 8(1):102
18. Okur H, Turan C, Bozkurt A
ve ark. Çocuklarda Travmatik Diafragma
Rüptürleri. Ulusal Travma Dergisi 996; 14(2): 26-9.
19. Hasdemir O, Çetinkunar S, Yalçın E, Gazioğlu D, Soylu S. Minör Künt Travmaya Bağlı Diafragma Rüptürü ve Herniasyonu- Olgu
Sunumu. Ulusal Travma Dergisi 2008; 9(1): 31-4.
20.
Thomas P, Moutardier V, Ragni
J, Giudicelli R, Fuentes P. Video-assisted repair of
a ruptured right hemidiaphragm. Eur
J Cardiothorac Surg 1994;
8(3):157-9.
21.
Walker WS. Video assisted thoracic surgery (VATS). In: Moghissi
K, Thorpe JAC, Ciulli.
22. Mintz Y, Easter DW, Izhar U, Edden Y, Talamini MA, Rivkind AI. Minimally invasive procedures for diagnosis of
traumatic right diaphragmatic tears: a method for correct diagnosis in selected
patients. Am Surg 2007; 73(1):388-92.
23. Ursavaş
A, Gözü O, Karadağ M. Travmatik Diafragma
Rüptürünün Geç Prezentasyonu.
Akciğer Arşivi: 2003; (4): 103-6.
24.
Simpson J, Lobo DN, Shah AB, Rowlands BJ. Traumatic
diaphragmatic rupture: associated injuries and outcome. Ann R Coll Surg 2000;82(2):97-100.
25. Ülkü R, Özçelik C, Eren Ş,
Balcı A, Eren N. Travmatik Diafragma
Rüptürleri. Türk Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Dergisi
1999;7(1):454-6.
26. Eren Ş, Avcı A, Oruç M,
Öztürk B. Transtorasik dikiş iğnesi’ne
bağli diafragma rüptürü. Dicle Tıp Dergisi 2010;35(3): 207-10.