OLGU SUNUMU / CASE REPORT
Doi: 10.5798/diclemedj.0921.2012.01.0110
Birleşik lumbosacral sinir
kökleri
Conjoined lumbosacral nerve roots
Murat Altaş,
Mustafa Aras, Boran Urfalı, Atila Yılmaz
Mustafa
Kemal Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı,
Hatay, Türkiye
Yazışma Adresi
/Correspondence: Dr. Murat
Altaş, Mustafa Kemal Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Beyin ve Sinir Cerrahisi AD,
Hatay, Türkiye
Email:
draltasmurat@yahoo.com
Geliş Tarihi /
Received: 30.06.2011, Kabul Tarihi / Accepted: 23.12.2011
ÖZET
Konjenital anatomik anomaliler arasında
lumbosakral sinir kökü anomalileri nadir görülen bir
gruptur. Literatür incelendiğinde çok farklı lumbosakral
sinir kökü anomalilerinin raporlandığı
gözlenebilmektedir. Bu anomalilerin alt grupları
kabaca bifid, birleşik yapı, transvers
yönde veya anostomozlaşmış yapıda olmaları şeklinde
sınıflandırılmaktadır. Görüntüleme yöntemlerinin gelişmesinden önce bu yapılar
otopsi çalışmaları ve lumbar disk herniasyonuna
yönelik cerrahi girişimler sırasında insidental
olarak gözlenmiştir ve çoğunlukla asemptomatikirler.
Anahtar
kelimeler: Lumbosakral sinir kökü, anomali,
birleşik sinir kökleri.
ABSTRACT
Lumbosacral nerve root
anomalies are a rare group of congenital anatomical anomalies. Various types of
anomalies of the lumbosacral nerve roots have been documented in the available
international literature. Tthese anomalies may
consist of a bifid, conjoined structure, of a transverse course or of a
characteristic anastomized appearance. Firstly
described as an incidental finding during autopsies or surgical procedures
performed for lumbar disk herniations and often
asymptomatic, lumbosacral nerve root anomalies have been more frequently described
in the last years due to the advances made in radiological diagnosis.
Key words: Lumbo-sacral
nerve root, anomaly, conjoined nerve-roots.
GİRİŞ
Konjenital anatomik anomaliler arasında
lumbosakral sinir kökü anomalileri nadir görülen bir
gruptur. Literatür incelendiğinde çok farklı lumbosakral
sinir kökü anomalilerinin raporlandığı
gözlenebilmektedir. Bu anomalilerin alt grupları kabaca bifid,
birleşik yapı, transvers yönde veya anostomozlaşmış yapıda olmaları şeklinde sınıflandırılmaktadır
‘’Conjoined’’ lumbar sinir
kökleri komşu iki kökün tekal saka doğru seyirlerinde
ortak veya farklı durayı paylaşmalarıyla oluşur.1,2
Bilgisayarlı Tomografi (BT), Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) ve miyelografi görüntülemelerindeki oranları %2-17.3 arasında
olmakla beraber kadavra çalışmalarında bu oran %30’lara kadar çıkmaktadır.2,3,4
Lumbosakral sinir kökü anomalilerinin tanısı oldukça
güç olabilmektedir ve bunları gösterebilmek amacıyla çok daha sensitif spesifik görüntüleme
yöntemleri geliştirilmesi önemlidir. Sensitif ve spesifik tanı
yöntemlerinin gelişirilmesi ile birlikte doğru
tanısal değerlendirme daha gerçekçi yapılabilecek; bu sayede hatalardan kaçınma
ve cerrahi girişim stratejilerinin daha doğru ve gerçekçi yapılabilmesi
sağlanabilecektir. Biz bu olguda lomber disk
cerrahisi uyguladığımız hastada per-op conjoined root gözlemledik ve literatür ışığında tartıştık.
OLGU
Otuz beş yaşında bayan hasta uzun zamandır olan bel
ağrılarına son dört gündür sol bacak ağrısının da eklenmesi ile kliniğimize
tetkik ve tedavi amacı ile yatırıldı. Şikayetlerinin
son zamandaki artışı fizik zorlanma ile birlikte olmuş. İdrar inkontinansı yok. Konservatif yöntemlerden fayda görmemiş.
Özgeçmiş ve soygeçmişinde özellik yok. Ağrıları
nedeni ile yürüyemiyor. Dahili muayenesinde patolojik
bulgu saptanmadı. Nörolojik muayenesinde sağ alt ekstremitesinde
ayak dorsifleksiyonu ve supinasyonu
4-5/5; 2-5 parmakların ekstansiyonu ve ayak dorsifleksiyonu 4-5/5; başparmak ekstansiyon
ve ayak dorsifleksiyonu 4/5; başparmak ve 2-4
parmakların ekstansiyonu 4/5 motor kuvvette bulundu.
Solda Achille refleksi alınamadı. Duyu muayenesinde
patolojik bulgu saptanmadı. Olgunun Laseque testi
solda 70 derecede pozitif, sağda ise negatifti. Standart lomber
MR görüntülemesi 1.5 Tesla
(Siemens) ile yapıldı. Direkt grafileri çekildi.
Olguda
cerrahiye karar verildi. Sol L5 hamiparsiyel laminektomi ardından da flavektomi
yapıldıktan sonra iki adet root ile karşılaşıldı.
Rotlardan bir tanesi daha medialde ve diğeri daha lateralde olarak normal doğrultuda uzanmakta ve lateral yerleşimli olan medial
yerleşimli olanın yaklaşık 3 katı kalınlıkta idi. Rotların ekartasyonunda
zorlanıldı, travmaya neden olmamak amacı ile laminektomi defekti genişletildi,
geniş foraminotomi yapıldı. Uygun ekartasyon
yapıldığında kliniğe neden olan intervertebral disk
materyalinin lateraldeki daha kalın ile medialdeki daha ince olan rootların
arasındaki aksillada yerleşim gösterdiği, kapsülü
yırtmış olduğu, sekestre serbest fragmentin
olduğu gözlendi. Serbest fragmentin eksizyonun ardından sol L5-S1 intervertebral
mesafesindeki disk materyali eksize edildi. Hastanın postoperatif
takiplerinde yara yeri temizdi, ek nörolojik defisiti
yoktu.
Resim
1. a-c, T2 ve T1 ağırlıklı sagital
ve T2 ağırlıklı aksiel MRG kesitlerinde, L5-S1 sağ da
herniye disk komponenti
çevresinde çift root görünümü.
Resim
2. Per-op
görüntü. İki ayrı root. Lateraldeki
medialdekinden daha kalın. Ayrı duraları
mevcut
Tablo
1. Canon sınıflaması
Tip |
Anomali Türü |
I |
Birleşik
veya bitişik tip. İki root dura materden orijin alan
ana kılıfı paylaşır. |
II |
Anastomotik tip.
Normal root duradan
ayrıldıktan sonra anormal
olarak bir sonraki kaudal sinire doğru dallanır. |
III |
Transvers tip.
Rootlar dural saktan sıklıkla dik açı ile ayrılır. |
Tablo
2. Postacchini sınıflaması
Tip |
Anomali Türü |
I |
Bir veya
daha fazla root anormal kranial seviyeden
çıkarlar |
II |
Bir root normalden daha kaudal
seviyeden çıkar. |
III |
İki veya
daha fazla root dural açıklığa ileri derecede
yakın çıkar. |
IV |
İki root dural saktan ana sinir trunkusu
içinde çıkar. |
V |
İki root anastomotik bantla ekstratekal seyir sırasında
birbirlerine bağlanır. |
Tablo
3. Kadish ve Simmons sınıflaması
Tip |
Anomali Türü |
I |
Rootletler
arasında intradural anatomozlar. |
II |
Sinir
kökünün anomalili orijini; |
A |
Kranyel
orijin, |
B |
Kaudal
orijin |
C |
Komşu birkaç
rootu etkileyen kranyel
ve kaudal orijin
kombinasyonu |
D |
Birleşik
(bitişik) rootlar. |
III |
Rootlar
arasında ekstradural anastomozlar. |
IV |
Rootların ekstradural bölümlenmeleri. |
TARTIŞMA
Literatürde birçok lumbosakral
sinir kökü anomalisi tanımlanmıştır. Bu anomaliler operatif bulgular,
otopsi çalışmaları ve nöroradyolojik çalışmalar
temelinde otörler tarafından değerlendirilmiştir.
Literatürde ilk olarak 1949’da Zagnoni tarafından anomalik sinir kökünün anatomik tanımlaması yapılmıştır.5
Ardından Ethelberg ve Riishede,
Fineschi, Reynolds, Deyerle ve May de benzer vakalarla litratürde
yer almışlardır.5 Ancak önemli olan ilk olarak 1962’de Cannon ve arkadaşları tarafından sinir kökü anomalilerinin
sınıflandırılmasıdır.6 Cannon’dan sonra Postacchini ve arkadaşları, Kadish
ve Simmons ve Kikuchi ve
arkadaşları da bu anomalilerin sınıflama sistemlerini yapmışlardır.7,8,9
L5 ve S1 rootları literatüre göre bu tip
anomalilerden en sık etkilenen rootlardır ve tüm
sayının %50’sine yakın denk gelmektedir. S2 root anomalileri ise yaklaşık olarak tüm vakaların 1/3’ünü
oluşturmaktadır. Diğer rotların anomalileri ise
oldukça nadir olarak kalan yüzdenin içinde yer almaktadırlar. Lumbosakral sinir kökü anomalilerinin
çoğu vücudun sol tarafında yer almakta ve multiple malformasyonlarla birlikte görülebilmektedir.
Lumbosakral root anomalilerinin embriyolojik
temelleri kesin olarak aydınlatılamamıştır. Kaudal
seviyeden çıkan, dural açıklıklara çok yakın komşulukla çıkan, sinir turunkuslarındaki root anomalilerinin embriyolojik gelişim sırasında rotların
hatalı migrasyonuna bağlı olabileceği düşünülmekte ve
bu anomaliler sıklıkla tek taraflı görülmektedir. Kranial
seviyeden çıkan, bir veya daha fazla rootu içeren bilateral anomalilerin ise
etkilenen rotların spinal korddan
anormal çıkışına bağlı olabileceği düşünülmektedir. Rotlar arasındaki anormal anostomozlar sinir liflerinden bantlar şekinde
olabileceği gibi kılıfın tam distal birleşmesi nedeni
ile de olabilmektedir.
Bizim
olgumuzda intraoperatif çekilen resimlerde de
belgelendiği üzere iki ayrı root ve dura
gözlenmektedir (Resim 2). Rootlardan medialdeki lateralde olan rotun
yaklaşık 1/3 kalınlığındadır. Ekstrüde disk materyali
aksesuar root ile ana root
arasında idi. Olgudaki anomalinin Postacchini
ve arkadaşlarının sınıflandırmasına göre tip III, Kadish
ve Simmons’un sınıflandırmasına göre tip-II kranial orijin olduğu düşünülmektedir. Pamir ve arkadaşları
1992’de yayımladıkları makalede anomalili rootlara cerrahi yaklaşımda laminektomi,
fasetektomi, pedikülektominin
gerekli olduğunu, root anomalili olgularda standart
cerrahi prosedürün yeterli dekompresyonu yapmaya
yetmeyeceğini ifade etmişlerdir.10 Bunun gerekçesi olarak klinik semptomatolojinin anormal roota
bağlı olabileceğini vurgulayan Cannon ve
arkadaşlarının makalesine atıfta bulunmuşlardır. White ve arkadaşlarının belirttiği
gibi ek olarak fasetektomi yapılmazsa nöral elemanların aşırı traksiyonuna bağlı olarak morbiditenin artacağı aşikardır.11
Ancak mikrocerrahideki gelişmelere paralel olarak
bizim olgumuzda olduğu gibi fasetektomiye gerek
kalmadan disk eksizyonu yapılabilmektedir.
Literatürde
sinir kökü anomalileri insidansının 0.3 ile %30 arası gibi oldukça geniş bir aralıkta olduğu
yayımlanmıştır. Lumbosakral sinir kökü anomalileri lumbar disk herniasyonu gibi patolojilerin bu bölgede daha sık olarak
yerleşim göstermesi ve semptomatolojisi nedeni ile
radyolojik olarak daha sık saptanabilmektedir. Günümüzde ise görüntüleme
yöntemleri arasına rutin kullanıma girmiş olan BT, BT miyelografi,
MR sayesinde lumbosakral sinir kökü anomalileri daha sıklıkla fark edilebilmektedir. MR’ın rutin kullanıma girmesinden önce BT ve BT miyelografi lumbar disk herniasyonu tanısında ve cerrahi planlamasında daha sık
kullanılmakta ve dolayısıyla lumbosakral sinir kökü anomalilerinin saptanmasında daha öncelikli konumda
bulunmaktaydı. Ancak BT ile karşılaştırıldığında MR tanısal süreçte daha iyi ve
faydalı bir görüntüleme yöntemidir. Özellikle MR’ın
sunmakta olduğu kesitler birleşik veya genişlemiş rootletleri
tanımlamakta oldukça değerlidir.
Ancak MR bu
kadar değerli olmasına rağmen gerek radyolojistler,
gerekse nöroşirurjiyenler özellikle lomber disk hernisi görüntülerini
ayrıntılı ve dikkatli değerlendirmemektedirler.
Bu nedenden
dolayı çoğu zaman root anomalisiyle
ameliyat esnasında karşılaşılmakta ve bu da birçok iatrojenik
hasarlara yol açmaktadır. Ancak Preop değerlendirmede
herniye diskten dolayıda root anomalisini görmek te
gerçekten zordur.
Bizim
olgumuzda da biz preop değerlendirme yaparken çift root olduğunu anlamadık ve ameliyat esnasında gördükten
sonra MR kesitlerinde farkedebildik. Bu nedenden
dolayı lomber diskte ister istemez komplikasyonlar
artmakta ve sonuçta başarısız bel cerrahisi sendromu olmaktadır. Literatüre
baktığımızda bazı yazarlara göre root anomalisini
tespit etmede koronal kesit daha değerli olduğu
söylenmesine rağmen bazılarına göre ise aksiyal
kesitlerin yeterli olduğu görüşü hakimdir. Çoğu
klinikte genellikle koronal kesitler ya çekime dahil edilmemekte yada değerlendirmeye alınmamaktadır. Böyle
oluncada bu anomalinin
farkına olunmuyor. . Bizim olgumuzda da çekim yetersizliğinden dolayı koronal kesitle değil aksiyel
kesitle çift root olduğunu sonradan anlayabildik.
Sonuç olarak,
bu sıradışı anomali doğru
tanı, klinik değerlendirme ve uygun cerrahi yöntem gerektirmektedir. MRG
yöntemlerinin sagittal, aksiyal,
koronal kesitlerinin preoperatif
olarak dikkatli ve detaylı olarak incelenmesi gerekir. Özellikle cerrahların bu
anomaliyi bilmesi iatrojenik
kök yaralanmalarının önüne geçecektir.
KAYNAKLAR
1. Scuderi GJ, Vaccaro
AR, Brusovanik GV, et al. Conjoined lumbar nerve
roots; a frequently underappreciated congenital abnormality. J Spinal Disord Tech 2004;
17 (2): 86-93.
2. Lotan
R, Al-Rashdi A,Yee
A, Finkelstein J. Clinical features of conjoined lumbosacral nerve roots versus
lumbar intervertebral disc herniations. Eur Spine J 2010 19 (7):1094-8.
3. Bouchard JM, Copty M, Langelier
R. Preoperative diagnosis of conjoined root anomaly with herniated lumbar
discs. Surg
Neurol 1978; 10 (4): 229-31.
4. Cail
WS, Butler AB. Conjoined lumbosacral nerve roots. Diagnosis
with metrizamide myelography.
Surg Neurol 1983; 20
(2):113-9.
5. Artico
M, Carloia S, Piacentini M,
Ferretti G, Dazzi M, Franchitto S, Bronzetti E.
Conjoined lumbosacral nerve roots: observations on three cases and review of
the literature. Neurocirugía 2006; 17 (1): 54-9.
6. Cannon BW, Hunter SE, Picaza JA. Nerve root anomalies in lumbar
disc surgery. J Neurosurg 1962; 19 (3):
208-14.
7. Kadish LJ, Simmons EH. Anomalies of the lumbo-sacral nerve roots. An anatomical
investigation and myelographic study. J Bone Joint Surg Br 1984; 66 (3) : 411-6.
8. Postacchini
F., Urso S., Ferro L.Lumbosacral
nerve root anomalies. J Bone Joint Surg A 1982; 64 (5): 721-9.
9. Kikuchi S, Hasue M, Nishiyama K, Ito T.
Anatomic and clinical studies of radicular symptoms. Spine 1984; 9 (1): 23-30.
10. Pamir MN, Ozek MM, Ozer AF, Keles GE, Erzen C. Surgical
considerations in patients with lumbar spinal root anomalies. Paraplegia 1992;
30 (5): 370-5
11. White JG III, Strait TA,
Binkley JR, et al. Surgical treatment of 63 cases of conjoined nerve roots. J Neurosurg. 1982; 56 (1): 114-7